Yüksek Öğretim Kanunu'nun 50/d maddesinin doktora öğrencilerinin asistan olarak çalışmalarını önleyecek şekilde uygulamasına karşı bir panelle başlayan eylem yürüyüşle sürdü.
"Biz kalıyoruz YÖK gitsin"
İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde "Biz kalıyoruz YÖK Gitsin" pankartı açan direnişçiler adına basın açıklamasını İÜ Araştırma Görevlileri Temsilciler Kurulu adına Cemil Ozansü okudu. Ozansü YÖK'ün, doktorasını bitiren araştırma görevlilerinin üniversiteyle ilişiklerini kesen uygulamasına son vermesini istedi.
Ana kapıya kadar meşalelerle slogan atarak yürüyen topluluğa dışarıda Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) ve Üniversite Konseyi Derneği (ÜKD) Ahali, Sabah-atv'nin grevdeki çalışanları da katıldı ve yürüyüşçülerin sayısı bine yükseldi.
ÜKD temsilcisi Çiçek Çavdar, "iş güvencesi elinden alınan akademisyenlerin bilimsel bağımsızlığını da kaybettiğini", siyasi çıkarlar doğrultusunda açılan altyapıdan yoksun üniversitelerde esnek istihdama zorlandığını söyledi.
Herşey AKP kadrolaşması için
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri ve Tüm Öğretim Elemanları Derneği İstanbul Şubesi adına Serap Kurca da şöyle dedi:
"Araştırma görevlilerinin daha uzun sürede yenilenen kadrolar olan 33 a'ya atanmaları yasal olmayan şekilde YÖK tarafından engelleniyor. Oysa şu an için de 50 d kadrolarının 33 a'ya dönüştürülmesinin önünde hukuki engel yok. Tek engel AKP'nin ve onun iç organı olan YÖK'ün merkezi yerleştirme adı altındaki kadrolaşma istekleri."
Grevdeki Sabah-atv çaılşanlarından Çilem Dalgıç neden Beyazıt'ta olduğunu bianet'e anlattı:
"Buradaki kalabalık eylem Türkiye demokrasisinin nereye gittiğini gösteriyor. Sırayla bütün iş kollarında krizin ya da başka bir bahanenin faturasını bizler ödüyoruz. Neden mesela sermaye sahipleri yerine biz? Ama bizler de her türlü zorluğa karşı örgütleniyoruz. Asistanlar da basın emekçileri de. Biz işten atılıp 10 kişi greve çıktık. İnsanlar sanıyor ki parasız kaldığımız için, oysaki toplu sözleşme istiyoruz. Haberlerimizi korkmadan özgürce yapabilmenin bir koşulu da toplu sözleşmedir."
Eylem düzenleyicilerinden bir asistan eyleme çok çeşitli siyasi çevrelerden katılımın olmasının sevindirici olduğunu, farklı ideolojik görüşleri savunan insanların aynı platformda özlük hakları için yan yana yürümelerinin taleplerine ulaşmada süreci hızlandırdığını söyledi.
Açıklamaların ardından kalabalık Fen Fakültesine yürüdü. Buradaki anfide 50 d'ye karşı mücadele eden asistanlarla ilgili film gösterimiyle başlayan program tiyatro, şiir ve müzik gösterileriyle sürdü.
Asistanlar akademik faaliyetlerini sabah sekize kadar sürdürerek "Biz kalıyoruz, YÖK gitsin" dediler.
(Emine ÖZCAN-Bawer ÇAKIR (bianet); Fotoğraf: anti50d.com)
İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde "Biz kalıyoruz YÖK Gitsin" pankartı açan direnişçiler adına basın açıklamasını İÜ Araştırma Görevlileri Temsilciler Kurulu adına Cemil Ozansü okudu. Ozansü YÖK'ün, doktorasını bitiren araştırma görevlilerinin üniversiteyle ilişiklerini kesen uygulamasına son vermesini istedi.
Ana kapıya kadar meşalelerle slogan atarak yürüyen topluluğa dışarıda Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) ve Üniversite Konseyi Derneği (ÜKD) Ahali, Sabah-atv'nin grevdeki çalışanları da katıldı ve yürüyüşçülerin sayısı bine yükseldi.
ÜKD temsilcisi Çiçek Çavdar, "iş güvencesi elinden alınan akademisyenlerin bilimsel bağımsızlığını da kaybettiğini", siyasi çıkarlar doğrultusunda açılan altyapıdan yoksun üniversitelerde esnek istihdama zorlandığını söyledi.
Herşey AKP kadrolaşması için
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri ve Tüm Öğretim Elemanları Derneği İstanbul Şubesi adına Serap Kurca da şöyle dedi:
"Araştırma görevlilerinin daha uzun sürede yenilenen kadrolar olan 33 a'ya atanmaları yasal olmayan şekilde YÖK tarafından engelleniyor. Oysa şu an için de 50 d kadrolarının 33 a'ya dönüştürülmesinin önünde hukuki engel yok. Tek engel AKP'nin ve onun iç organı olan YÖK'ün merkezi yerleştirme adı altındaki kadrolaşma istekleri."
Grevdeki Sabah-atv çaılşanlarından Çilem Dalgıç neden Beyazıt'ta olduğunu bianet'e anlattı:
"Buradaki kalabalık eylem Türkiye demokrasisinin nereye gittiğini gösteriyor. Sırayla bütün iş kollarında krizin ya da başka bir bahanenin faturasını bizler ödüyoruz. Neden mesela sermaye sahipleri yerine biz? Ama bizler de her türlü zorluğa karşı örgütleniyoruz. Asistanlar da basın emekçileri de. Biz işten atılıp 10 kişi greve çıktık. İnsanlar sanıyor ki parasız kaldığımız için, oysaki toplu sözleşme istiyoruz. Haberlerimizi korkmadan özgürce yapabilmenin bir koşulu da toplu sözleşmedir."
Eylem düzenleyicilerinden bir asistan eyleme çok çeşitli siyasi çevrelerden katılımın olmasının sevindirici olduğunu, farklı ideolojik görüşleri savunan insanların aynı platformda özlük hakları için yan yana yürümelerinin taleplerine ulaşmada süreci hızlandırdığını söyledi.
Açıklamaların ardından kalabalık Fen Fakültesine yürüdü. Buradaki anfide 50 d'ye karşı mücadele eden asistanlarla ilgili film gösterimiyle başlayan program tiyatro, şiir ve müzik gösterileriyle sürdü.
Asistanlar akademik faaliyetlerini sabah sekize kadar sürdürerek "Biz kalıyoruz, YÖK gitsin" dediler.
(Emine ÖZCAN-Bawer ÇAKIR (bianet); Fotoğraf: anti50d.com)